Yarın, “Geç kaldık” diyebiliriz

Last Updated: 30.11.2019By Tags: , ,

Yıllar hızla geçiyor. Zaman zaman günleri, haftaları şaşırıyoruz.

Rabbimize çok şükür ki bizlere manevî tefsirler Risale-i Nur vesilesi ile iman, Kur’ân hizmetleri ile meşgul olmayı lütfetmiş. 1980 ihtilâlinden itibaren memleketimizin yaşadığı olaylar, Nur hakikatlerine olan ihtiyacı kat kat arttırdı. Bu durumlara nasıl geldiğimizin sebeplerini birkaç maddede sıralamak mümkün.

– Dinî eğitimin kalitesinin düşmesi.

– Dinin siyasete alet edilmesi.

– Kutuplaştırmalardan dolayı insanların birbirlerinden uzaklaşması.

– 12 Eylül ihtilâli.

– Normal ve lüks tüketimin israf boyutunu aşacak şekilde teşvik edilmesi.

– Televizyon başta olmak üzere, ilmî gelişmelerin ve teknolojinin kötüye kullanılması.

– İnsanların kastî olarak okumaktan uzaklaştırılması…

İlâve olarak birçok madde yazılabilir. Ancak Üstadımızın zaaf-ı iman olarak isimlendirdiği, bir insan için en büyük tehlike olan bu durumlara karşı tedbir almak, mü’min kardeşlerimizin imanının kurtuluşu için çalışmak, manevî yangınları söndürmek bizim aslî görevimiz. Aslî görevimizi birinci plana alabildiğimiz sürece  birçok güzel nimetlere sahip olabiliriz. Geride kalan yıllarımızda bu çok güzel duyguları defalarca yaşadık.

İzmit ve Mersin vilayetlerindeki  ağabeylerimizin, kardeşlerimizin şevk dolu yazı ve haberlerini okudukça biz de şevk  alıyor, onlara olan muhabbetimiz artıyor hayalen onları kucaklıyoruz.

Bu şevk müjdelerini arttırmak bizim gayretlerimize bağlı. Kitap fuarları da şevk aldığımız ayrı bir hizmet sahası. Bu hizmetleri yapmak için çok sayıda insan ve maddî ihtiyaç olmadığını gösteren sayısız  örnekler var. Küçük bir kitap hediye edince, herhangi bir kimseye iman hakikatlerinden birkaç cümle anlatınca, aldığımız lezzeti tarif edemeyiz. Aşağıdaki örnekte göreceğimiz gibi bir kimse bir devleti bile tek başına mağlûp edebiliyor. Yeterki inansın. Aşağıdaki örnek bunun bir misali;

“Risale-i Nur’un bir talebesi, evvelce elinde Nur Risâleleriyle ve oradan çıkardığı mev’izelerle (öğüt, nasihat) şark hudut bölgesinde Rusların o zamanda, o havalideki propagandalarını durdurmuştu. Bu suretle, birtek talebe bir ordu kadar vatana, millete ve âsâyişe hizmet etmiştir.” (Emirdağ Lâhikası, 339. Mektup, Yeni Asya Neşriyat)

Bizimle irtibat için:

(0532) 471 53 52

Yeni Makalelerden Haberdar Ol!

Yeni yayınlanan makalelerden önce siz haberdar olun!